Roman yazarı, hayatı ve gerçekliği derleyen izlenimlerini ve ona ilişkin düşüncelerini anlamlı bir bütünlük içerisinde öykülemeye gayret etmektedir. Bu anlamıyla roman, belge düzeyinde bir tarihsel kaynak olmasa da o dönemi soluyan bir kişinin muhayyilesi üzerinden dönemi, mekânı ve insanı okuma fırsatı sunmaktadır. Böylelikle roman; edebi tür olmasının yanı sıra epistemik bir alan da oluşturmaktadır. Romanlar; Ortadoğu’nun yaşadığı dönüşümlerde, modernleşme çabalarında, askeri darbeler ve işgallerde haberlerin ya da belgelerin eksilttiği insan gerçeğini görmek, göstermek gibi önemli bir işleve sahiptir.
Roman yazarı, hayatı ve gerçekliği derleyen izlenimlerini ve ona ilişkin düşüncelerini anlamlı bir bütünlük içerisinde öykülemeye gayret etmektedir. Bu anlamıyla roman, belge düzeyinde bir tarihsel kaynak olmasa da o dönemi soluyan bir kişinin muhayyilesi üzerinden dönemi, mekânı ve insanı okuma fırsatı sunmaktadır. Böylelikle roman; edebi tür olmasının yanı sıra epistemik bir alan da oluşturmaktadır. Romanlar; Ortadoğu’nun yaşadığı dönüşümlerde, modernleşme çabalarında, askeri darbeler ve işgallerde haberlerin ya da belgelerin eksilttiği insan gerçeğini görmek, göstermek gibi önemli bir işleve sahiptir.
Ortadoğu, oryantalizmin nesnesi olan bir coğrafya olması nedeniyle, kendisine Batı muhayyilesindeki bazı imgelerin yakıştırıldığı bir bölge olarak dünya literatüründe yerini almıştır. Ortadoğu; basmakalıp bir biçimde ele alınan tiplemelerle, birbirine benzer şekilde düşünülen şehirlerle oryantalizmin tasallutu altında betimlenmeye çalışılmaktadır. Ortadoğu siyasetiyle ilgili yaklaşımlar, güncel siyasi olaylar ve bu olaylara getirilen gündelik bakışlarla oluşmaktadır. Siyasetin geçici vakalar etrafında konuşulduğu ve gündemin, kendisini görmezden gelmek zorunda bıraktığı Ortadoğu’yu, Türkiye’de denenmeyen bir programla, romanlar üzerinden konuşmaya çalışacağız. Roman, insanın insanla ve toplumla kurduğu ilişkilerdeki açıklığı ve yalınlığı açığa çıkararak, sosyal bilimler metinlerinde kaybolan insanı görme mesafesini artırmakta; bölgenin yaşadığı siyasal çalkantıları, toplumsal çatışmaları, insanın arzularını, kederini ve taleplerini kendilerini çevreleyen sosyo-politik sistemin içinden göstermektedir. Oryantalizmin gölgelediği bölgeye, o ülkelerin içinden, tarihsel tecrübesinden faydalanan, toplumsallıkla iç içe olan romanın penceresinden bakmak, klişelerin, basmakalıp fikirlerin ötesine geçmeyi kolaylaştıracaktır. Romanlarla Ortadoğu’yu okumak, aynı zamanda araştırma yapacak ve yapmak isteyen kişilere insan-toplum-evren sıralamasını takip eden çalışma disiplinine uygun bir çalışma öncesi fon oluşturmayı hedeflemektedir.
Afrika Vakfı 2015 yılında Afrika üzerine eğitim ve araştırmalar yapan Ankara merkezli bir sivil toplum örgütü olarak faaliyetlerine başladı.
Ortadoğu Vakfı, Ortadoğu ile ilgili sosyal, ekonomik, kültürel, siyasi ve diğer alanlarda faaliyetler yürütmek ve çalışmaları desteklemek amacı ile 2015 yılında Ankara’da kurulmuştur.